"Mini Market" is typical of just one of the open-air-shopping markets / funhouse’s one could encounter in Istanbul’s periphery. Designed and shaped by the needs of the weekend vacationers and structured to satisfy the needs that these families who come to Karasu bring with them in their annual pilgrimage to spend their summer vacation. Although on the surface it may resemble its ancestors/archetypes from the teaming metropolis, it is strangely more honest and forgiving in its own way; you may buy all the bric-a-brac you don’t need and still have the opportunity to kill some more time gambling or singing along with Çağla the transvestite on the small stage of the family tea garden. Either way it is imbued with the semi-sophistication of metropolites on summer vacation. It is fully aware of and glories in its out-of-towner freedom abandoning its gut reflex bourgeois morality, if only for a little bit.


TR
Mini Çarsı, İstanbul’dan ayrıldıgınızda hangi yöne giderseniz gidin karşınıza çıkacak küçük kentlere özgü açık-hava alış-veriş merkezlerinden yalnızca biri. Yaz aylarını geçirmek için karasu’ya gelen ailelerin tüm ihtiyaçlarını karşılar, hatta bu ihtiyaçlara göre şekillenir. Büyük kentlerde aynı amaca hizmet eden örneklerine benzese de öyle ağırbaşlı değildir; ihtiyacınız olan öteberiyi topladıktan sonra vaktinizi geçirebileceğiniz zararsız kumar makinalarında ya da küçük sahnesini travesti Çağla’ya açan neşe aile çay bahçeşinde aranacak şey de oturaklılık değildir elbet. Ne de olsa yazlıkçı olmuş kentlinin rahatlığı vardır üzerinde. Bilir, şehirli değil düpedüz kasabalıdır; burjuva ahlakına bir süre için luzum yoktur.

Esnafına her sezon değiştireceği vitrinler sunmadığı, florasan lambalardan fazlasını veremediği için Mini Çarşı’ya dudak bükenler , onu beğenmeyenler ve hatta az gelişmiş bir yazlıkçı kasabasının her şeyi satan bir pazar yerinden başka bir şey olmadığını düşünenler olacaktır. Gerçekten de sanki burada alışveriş yapılmaz ihtiyaçlar pay edilir. Nosaljiye yer bırakmayacak kadar gençtir ama elektrik kesintileriyle canından bezdirilmiş her an karanlıkta üzerine çullanacak fırsatçıların endişesiyle bir türlü yerine kurulamamış, günden güne köhneleşmektedir. Mini Çarşı’nın asıl büyüklüğü bu sıradanlıkta, bu tükenişte, bu paylaşmadadır. İşte bu nedenle ben, mini çarşıları çok severim.